27 Aralık 2010 Pazartesi

Konya Aralık 2010- Aziziye Cami


Aziziye Camiinin pencereleri kapılarından büyükmüş bu da ferah bir hava
veriyor. Minareleri de doğu tarzında ilk olarak 1600 lü yıllarda Damat
Mustafa paşa tarafından yapılmış ama sonra yanmış. 1875 yılında Sultan
Abdül Aziz in annesi Pertevniyal hanımın yardımı ile tekrar inşa edilmiş.
Sanırım bu nedenle Aziziye Cami (benim tahminim bir yerde okumadım)

Serbest zamanımızda gezerken bulduk aziziye Camiini ve vurulduk






Güvercinlere yem vermenin adabı değişik Konyada öyle bizim gibi savurmuyorlar
yol yapacak şekilde yavaş yavaş kuşları ürkütmeden döküyorlar yemleri..

Güvercinlerin taçlandırdığı giriş kapısı

Konya Aralık 2010 Aşk Olsun


Bu seneki Şebbi Aruz törenlerinin sloganı Aşk Olsun..
Ben bizi (bir dolu yerli ve yabacı turist-ben dahil) başbakan 
gezecek diye Hz.Mevlananın türbesinden 
çıkaran o korumalara bu sözü tekrarlamak istiyorum.
"Aşkolsun"
Gezerken, böyle bir günde niye burada kimse yok diye sormayı akıl edemeyen 
ve insanlar dışarıda beklerken , kul hakkından korkmadan, 
türbeyi gezmeyi içine sindiren başbakana tekrarlamak istiyorum.
"Aşkolsun"
Onlara rağmen maneviyatı öyle yüksek bir yer ki çok etkilendim.


Kubbeyi Hadra -Yeşil Kubbe






Bu sokak tabelasıda Konya dan..

Bamya çorbası..Değişik bir lezzetti..Afiyetle yedim.



Maltepe sabah yürüyüşleri VIII

Aslında bu bir yürüyüşte çekilmedi..Sabah işe gidiyordum..Güneş öyle
güzel doğuyordu ki dayanamadım arabayı durdurdum. Fotoğraf çektim

Aslında geçte kalmıştım ama anlar bir daha ele geçmiyor..En azından
fotoraflayarak avunuyorum.


12 Aralık 2010 Pazar

Yemek incelikleri





Bazı mekanlar hiç bir zaman eskimez ve kanıksanmaz.
Cercis Murat Konağı da benim için böyle bir yer.
Her gittiğimde ayrı bir keyif alıyorum. Farklı tatları,
incelikli insanları ile ayrı bir yer. Cercis Murat konağında
geçirilmiş keyifli bir gecenin ardından objektifime takılanlar.

Mardin işi güzel bir yüzük bir o kadar güzel bir elde

Bu sunum hem pratik hem görsel

Tabağım..Çok mu oburum ne???

Ekmekler sıcak sıcak


Gönül, ne kahve ister,  ne kahvehane gönül,
 sohbet ister kahve bahane..

6 Aralık 2010 Pazartesi

İstanbu Gezileri IV

Her gezide olduğu gibi Haydarpaşa'yı resimleyerek başladım.

Bu açıdan bakıldığında yanmış gibi durmuyor.


Kıyıdaki Cafeden biri martılara ekmek veriyordu. Hayvanları seven insanlara
rastlamak mutlu ediyor beni. 




Mihrimah Sultan Camii- Üsküdar

Üsküdar Meydanında Sultan III. Ahmet Çeşmesi, 1728 yılında
boğazdan gelip geçen yolcuların ihtiyaçlarını görmesi amacıyla,
deniz kenarına inşa edilmiş; bugünkü yerine meydan düzenleme
çalışmaları sırasında taşınmış.    -Kaynak ibb.gov.tr
Eminönü iskelesinden Şemsi Paşa Camii



Mihrimah Sultan camisinin içi




Mihrimah Sultan camisinin bahçesinde bir mezar taşı





Mihrimah Sultan Kanuni Sultan Süleymanın hayatta kalan tek kızı imiş.
Okuduğum bir çok kitapta Mimar Sinan ın Mihrimah Sultan a aşık olduğu
yazıyor. Ama ne kadar doğru ne kadar yanlış emin olamadım. Yine rivayet
olabilir ama Nisan ayında çamlıca sırtlarından bakıldığında ay buradaki 
cami üzeriden doğarken ,Edirnekapı daki Mihrimah Sultan camiinin 
üzerinden ise güneşin battığı ve bu rastlantı ile Mimar Sinanın Mihrimah Sultanın
 ismine gönderme yapıldığının düşünüldüğünü okudum. Bilmem doğru mu?
Ama çok romantik insan doğru olduğuna inanmak istiyor.

Güneş saati. 


Sepetçiler kasrı ve arkada Topkapı Sarayının Adalet kulesi


Feshne. Vapurun camının arkasından çektiğim için fotoğraflar flu. hava çok
soğuk ve yağmurluydu.

Eski Galata köprüsü. Bu köprünün üzerinden de ne kadar çok geçtim şimdi
oda tarih oldu. 1845 yılında I.Abdülmecidin annesi Valide Sultan tarafından
ahşap olarak inşa ettirilmiş. Daha sonraları bir çok kez yenilenerek 1992 yılında
yanana kadar hizmet vermiş. İstanbulun nedeni bilinmeyen bir yangında hizmet
dışı kalan bir harikası da Eski Galata Köprüsü. Bu köprü açılıp gemilerin geçmesine
izin veren bir köprü idi. Yerine yapılan yeni köprünün de aynı olması planlanıyordu
ancak sanırım teknik beceriksizlikler nedeni ile yeni köprü açılıp kapanamıyor.
Bu yüzdende yapımı çok gecikti. Neyse ona da alıştık.

Eyüp 






Sokullu türbesinin kubbesi

Eyüp Sutlan camii .İlk camii 1458 de Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılımış.
3.Ahmet döneminde minareleri kısa olduğu için mahya asılması için yıktırılarak iki
şerefeli iki uzun minare yeniden yapılmış.(1723) Minarelerden Halice yakın olanına
yıldırım düşmüş (1726)külahı yıkılmış , üst şerefeden sonrası tekrar yapılmış. 1822 de
yeniden yıldırım düşmüş ve 2.Mahmut tarafından yeniden onarılmış. (Bunları Jak
Deleon nun Anıtsal İstanbul kitabında okudum)

Bir karı koca çok hoştular.

Giriş kapısı güvercinler hep burada





Fotoğraf çektiren bir aile










Öyle soğuktu ki bu çay ilaç gibi geldi

Zeyrek

Tüm ihtişamı ile Süleymaniye- Zeyrekten